İnsanlık onuru ve adalet Mevlana’nın düşünce dünyasının ve hayat felsefesinin merkezinde yer alır. O, yaşadığı dönemde hiçbir ayrım gözetmeksizin insanların haklarını savunduğu ve toplumun refahı ile adil ve iyi bir yönetim için mücadele verdiği için sadece etrafına toplanan sınırlı bir grubun değil, herkesin sevgilisi ve efendisi yani Mevlana’sı olmuştur. Mevlana daha çok evrendeki her hareketin, atomlarından galaksilere kadar uzanan coşkunun, dinamizmin kaynağı olan ilahı aşkın en güçlü şairi olarak bilinmektedir. Ancak, hukukçu yönü ele aldığı ve mücadelesini verdiği konular dikkate alındığında, aynı zamanda sosyal hayatın ve devletin temeli olan adaletin de şairidir.
Gerek ülkemizde gerek Dünya’da aydınlar, siyasetçiler, yöneticiler ve hukukçular ancak Mevlana’yı iyi kavradığı takdirde, insan hakları, düşüncü özgürlüğü, hukuk devleti, dünya barışı, özgürlük ve güvenlik dengesi,ayrımcılık yasağı,kamuda iyi yönetişim saydamlık ve etik ilkeler gibi kavramların içini doldurmak,teorik düzeyden pratiğe taşımak mümkün olabilecektir.
Dr. Ergin ERGÜL