Kayıtdışı ekonominin bir kesimini oluşturan kara ekonomi, başta uyuşturucu kaçakçılığı olmak üzere, olağanüstü tutarlarda karapara doğuran genelde sınıraşan çok sayıda suç faaliyetini içerir. Bunu izleyen aşamada ise, karaparanın yasallaştırılmasına imkân veren aklama işlemi devreye girmektedir. Aklanan suç gelirleri, yine kazanç sağlayıcı suç faaliyetlerinde kullanılarak, birbirini besleyen bir suç-kazanç zinciri sarmalı halinde, sosyal, ekonomik ve demokratik yapıları da tahrip eden kara ekonomiye altyapı oluşturmaktadır.
Dünya kara sandığının tutarı 1 ilâ 2 trilyon dolar arasında tahmin edilmektedir. Bu para vasıtasıyla ve özellikle yolsuzluk, şantaj, haksız rekabet gibi metotlarla kamusal hayatın ve malî dolaşımların denetimi yoluyla, sınıraşan suç örgütleri 21. yüzyıla damgasını vuracak küresel bir kabus olma yolunda ilerlemektedir. Günümüzde, küreselleşen kara ekonomi içinde para aklama, sınıraşan örgütlü suç faaliyetlerinin doğal bir boyutu haline gelmiştir. Artık, mafyalar daha hızlı ve daha beyaz yıkamaktadır.
11 Eylül saldırılarının ardından, kara para aklama ve terörün finansmanıyla mücadele birlikte anılır olmuştur. Bu olay, bir terör örgütünün dünyayı nasıl sarsabileceğini göstermiştir. İstanbul, Madrid ve Londra saldırıları da, tüm insanlığı hedef alan hiperterör tehdidini teyit etmiştir. Sorunun odağında finans boyutu öne çıkmaktadır. Zira, terör örgütleri de tıpkı mafyalar gibi, faaliyetlerini finanse edecek fonları sağlayacak suç gelirlerini, özellikle uluslararası malî dolaşımlar içinde aklamaktadırlar.
Uluslararası Suç A.Ş’lerin karapara aklamadaki beceri, değişiklik ve gelişmelere uyum yetenekleri yanında henüz yeterli olmasa da, son zamanlarda gerek uluslararası hukukta, gerekse suçtan elde edilen malvarlığı değerlerinin aklanması ve kazanç müsaderesi hükümlerini öngören yeni Türk Ceza Kanunu ve aklama suçunda genişletilmiş elkoyma ve özel soruşturma tekniklerine yer veren Ceza Muhakemesi Kanunu bağlamında iç hukukta ümit verici düzenlemeler gerçekleştirilmiştir.
Yazarın aynı konudaki bu üçüncü kitabı, tüm bu gelişmeler ışığında, aklama ile mücadeleyi sınıraşan suç örgütleri, yolsuzluk ve terörün finansmanı ilişkileri bağlamında bütüncül bir yaklaşımla incelemektedir. Sade ve anlaşılır üslubuyla konunun uygulayıcılarının yanı sıra, hukuk devleti ve demokratik kurumların istikrarı ile temel hak ve özgürlükler konusunda duyarlı herkese hitap etmektedir.