Yazar arşivleri: furkan

BİREYSEL BAŞVURU YOLU UYGULAMADA NASIL BAŞARILI OLABİLİR?

                                                                                               Dr. Ergin Ergül

Giriş

Bireysel başvuru, insan hakları ihlallerine maruz kalan veya kaldığını düşünen bireylerin haklarını elde etmeleri ile gerektiğinde zararlarını tazmin etmelerine yarayan ulusal veya uluslararası bir mekanizma olarak,  insan haklarının korunması ve geliştirilmesinde önemli işlev gören bir kurumdur.[1]

Türkiye’de anayasal bireysel başvuru yolu 23 Eylül 2012 tarihi itibariyle, bu tarihten sonra kesinleşen nihai işlem ve kararlar aleyhine işlerlik kazanacaktır. Ancak Bölgesel insan hakları hukuku çerçevesinde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine (AİHM) bireysel başvuru yolu 1987 yılından beri kullanılmaktadır. AİHM’ye ülkemizden yapılan başvuruların miktarı ve başvurucuların talepleri doğrultusunda verilen ihlal kararlarının sayısı göz önüne alındığında, bu konuda başvurucuların hayli başarılı olduğu gözlenmektedir. Dolayısıyla Türkiye ulusal bireysel başvuru yoluna bu önemli uluslararası deneyimle geçmektedir. Okumaya devam et

ETKİLİ İKİNCİ DİL EDİNME VE KULLANMA


Önsöz

Günümüzde artık anadilin dışında, bir değil birden fazla ikinci dil bilmek zorunlu hale gelmiştir. Güzel haber herkes ikinci bir dili, sanıldığından, düşünüldüğünden daha kolay ve çok daha hızlı bir şekilde edinebilir. Okul hayatınızda başaramamış olsanız, kendinizi akademik biri görmeseniz ve ikinci dil edinme yeteneğinizden kuşku duysanız bile, bu tespit bir gerçektir. Siz sadece doğru yöntem ve teknikleri tanıyıp uygulamadığınız için şu anda hedef dili bilmiyorsunuz.

Bu eser hem dil edinmeye yönelik bir kişisel gelişim ve motivasyon kitabı, hem dil edinme serüveninde yol gösterici bir kılavuz olarak tasarlanmıştır.  2005 yılı içinde yayınlanan ilk kitabımın aldığı olumlu geri bildirimler, konuyla ilgili düşünme ve araştırmalarımın artarak devamı için beni yüreklendirdi. Sonuçta elinizde tuttuğunuz bu eser ortaya çıktı.

Şu ilkeler bilinçaltınıza kazınsın ve hep aklınızda olsun.

  • İnsan beyninin hafızasına alabileceği dil sayısının bir sınırı yoktur.
  • Dil edinme yeteneğinin durduğu bir yaş söz konusu değildir.
  • Yeteri kadar azimli iseniz hedefinize mutlaka ulaşırsınız.
  • Yeterince motive olmuşsanız zor bir dil yoktur.
  • Bu kitabı okuyabildiğinize yani Türkçeyi edinebilmiş olmanıza göre beyniniz ve dil edinme mekanizmanız mükemmel çalışıyor demektir. Okumaya devam et

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİNİN YABANCILARI ÜLKEDEN UZAKLAŞTIRMA İŞLEMLERİ BAĞLAMINDA ADİL YARGILANMA HAKKINA İLİŞKİN STANDARTLARI

ÖZET

Yabancıları ülkeden uzaklaştırma işlemleri, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6’ncı maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının ihlali iddiasıyla sık sık Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine bireysel başvuruya konu edilmektedir. AİHS’in 6’ncı maddesi, ülkeden uzaklaştırma işlemlerine karşı, bu işlemleri kararlaştıran ülke makamlarına karşı açılan davalar nedeniyle (dolaylı koruma) veya kişinin gönderileceği ülkede adil yargılanmama riski (dolaylı koruma) olmak üzere iki bağlamda gündeme gelebilir. AİHM uzaklaştırma işlemlerine karşı uzaklaştıran ülkedeki davalarda 6’ncı maddenin doğrudan korumasını kabul etmemektedir. Buna karşılık AİHM 17 Ocak 2012 tarihli Othman (Abu Qatada)/ Birleşik Krallık kararında, terör suçlusu Ürdün uyruklu başvuranın İngiltere’den ülkesine sınır dışı edilmesinin ilk kez adil yargılama hakkının ihlalini oluşturacağına karar vererek, önemli bir standart oluşturmuştur. Okumaya devam et

MEVLÂNÂ’YA GÖRE YARGI BAĞIMSIZLIĞI VE TARAFSIZLIĞI

Giriş

13. yüzyıldan günümüze, arayanlara kılavuzluk etmeyi sürdüren evrensel gönül iklimi Mevlâna’nın başta Mesnevi olmak üzere, Rubailer, Divan-ı Kebir, Fihi Mâ Fih ve Mecalis-i Seb’a gibi bilgelik pınarı eserlerinin hukukçu ve yönetici gözüyle okunması ve  incelenmesi halinde, devleti oluşturan üç erkten bir olan yargı mensuplarını da ilgilendiren bir çok bilgelik içerdiği görülmektedir.

Eserlerinin incelenmesinden, kendisi de aynı zamanda bir hukukçu olan Mevlana’nın günümüzdeki yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı kavramları bağlamında üzerinde düşünülmesi, ilham alınması gereken güncel ve önemli görüşler ileri sürdüğü anlaşılmaktadır. Okumaya devam et

SADİ-İ ŞİRAZİ’NİN GÜLİSTAN’INDAN DİKTATÖRLERE UYARILAR

Giriş

20. yüzyıl, soğuk savaş sonrası birçok polis devletinin, diktatörlüğün yıkıldığı, çöktüğü bir yüzyıl olarak tarihe geçmişti. 2011 yılı ise Arap dünyasındaki birçok diktatörlüğün tarihe gömüldüğü bir yıl olmuştur. Adeta, Hz. Ömer’in “Adalet devletin temelidir, zulüm devletin ortadan kalkması ve tahribidir.” sözü gerçekleşmiştir.[1] Medeniyetimizin büyük bilgelerinin şaheserleri, klasik eserleri aslında baskıyı, şiddeti bir yöntem olarak gören yöneticileri uyaran, girdikleri çıkmaz sokağı haber veren bilgeliklerle doludur. Bunlardan birisi de Sadi-i Şirazi’nin Gülistan adli ölümsüz eseridir.

Sadi-i Şirazi ve Gülistan Kitabı

Sadi-i Şirazi (1213-1292) Frasça’nın ve doğu dünyasının en tanınmış şairlerinden (şairler prensi) ve bilgelerindendir. Asıl adının Muslihüddin veya Müşerrifüddin olduğu aktarılmaktadır. Sadi Şirâzî lakabıyla meşhur oldu. Sadi mahlasıyla tanındı. Şiraz’da doğan Sadi, ilk eğitimini memleketinde gördü. Henüz on iki yaşında iken öksüz kaldı. Okumaya devam et