Yazının tamamını okumak için tıklayın.
Doç. Dr. Ergin ERGÜL, Modern Devletin Türkiyeli Temelleri, Haber Ajanda, Mart 2019.
Yazının tamamını okumak için tıklayın.
Doç. Dr. Ergin ERGÜL, Modern Devletin Türkiyeli Temelleri, Haber Ajanda, Mart 2019.
Kitabın Tam Metnini Ücretsiz Olarak indirmek için Bağlantıyı Tıklayınız (Sağ Tıklayıp “Hedefi Farklı Kaydet” diyerek bilgisayarınıza indirebilirsiniz)
İlk Çağ’dan Günümüze
Batı’da ve İslam Dünyası’nda
Devlet Teorisi
“Genel kamu hukuku” dalı “devlet” denilen en gelişmiş ve yaygın toplumsal örgütlenmeyi konu edinmektedir. Devlet, toplum içinde yaşayan herkesi etkileyen ve yakından ilgilendiren çok yönlü bir olgudur. Devlet önemini günümüzde de korumaktadır. Devlet anlaşılmadan onun içinde oluşan ve uygulanan hukukun da anlaşılması mümkün olmaz. Çünkü devlet hukuku korur ve geliştirirken hukuk da devleti kökleştirir ve güçlendirir. Bunu Osmanlı siyasi düşünürleri “hukuk ve devlet ikiz kardeştir” ifadesiyle dile getirirler. Bu açıdan hukukçular için devleti anlamak ve tanımak, aynı zamanda iyi ve başarılı bir hukukçu olabilmenin de ön koşuludur. Özellikle devlette görev alacaklar ile kamusal aktivitelerde ve siyasette rol almayı amaçlayanlar açısından devlet olgusunu bütüncül bir şekilde anlamak ve kavramak çok daha önemli ve gereklidir. Devleti soyut, genel ve çok yönlü bir olgu olarak inceleyen genel kamu hukuku hem iç hukuku hem de uluslararası hukuku iyi bir şekilde anlayabilmenin altyapısını sunar.
Cemil Meriç’in ifadesiyle, “bilmek demek, karşılaştırmak, mukayese edebilmek demektir.” Bu nedenle eser, karşılaştırmaya imkân verecek şekilde devletin tarihi, sosyal, siyasi ve hukuki gelişimini ilk çağlardan günümüze Platon’dan Kelsen’e Batılı, Farabi’den İkbal’e İslam ve Kınalızâde’den Ahmet Cevdet Paşa’ya Osmanlı siyasi düşünürlerinin düşünce, görüş ve teorileri ışığında ele almaktadır. Yine özgün bir yaklaşım ile bütün bölümlerde İslam dünyasının yetiştirdiği çok yönlü evrensel bir kamu hukukçusu olan İbn Haldun’un toplum, devlet, hukuk, adalet ve insan haklarına ilişkin güncel teorileri meşhur eseri Mukaddime’den hareketle açıklanmaktadır. Görülmektedir ki, devlet adamları mekânı fethederken düşünürler ve bilgeler zamanı fethetmektedirler.
Kitabı İncelemek İçin Tıklayınız.
Yazının tamamını okumak için tıklayın.
Doç. Dr. Ergin ERGÜL, Çağlar Aşan Bir Bilge: Abdurrahman Câmî, Haber Ajanda, Şubat 2019.
Yazının tamamını okumak için tıklayın.
Doç. Dr. Ergin ERGÜL, Geçmişten Geleceğe Bürokrasi, Haber Ajanda, Ocak 2019.
[metaslider id=1098]
Doç. Dr. Ergin ERGÜL TRT Türkiye’nin Sesi Radyosu Çeşm-i Cihan pogramına konuk oldu.. Söz konusu programda “Hz. Mevlana: Çağları Aşan Bilgelik” üzerine söyleşi yapıldı.
Doç. Dr. Ergin ERGÜL TRT Ankara Radyo Gecenin İçinden Programı’na konuk oldu. Söz konusu programda “Hz. Mevlana ve İnsan Hakları” üzerine söyleşi yapıldı.
Human rights, in its broadest definition, mean undeniable and indispensable natural acquirements arising from the fact that a person exists as a human being. It is universal and applies without discrimination for all. Based on human dignity and individual value, its ultimate aim is to protect these concepts.
Human rights, although largely described as a modern term, are indeed as old as the history of mankind. The age we live has been deemed the age of human rights, yet it is also an age of individual and massive violations of these rights at the same time. There is no longer respect for fundamental rights and freedoms, even in democratic countries. What’s more, democratic states, which were champions in defending human rights in the past, have now become a source of violations. Okumaya devam et
Doç. Dr. Ergin ERGÜL
ÖZET
Mevlana Celaleddin Rumi (1207-1273) Mesnevi, Sadi Şirazi (1210-1292) Bostan ve Gülistan, İbn Haldun ise (1332-1406) Mukaddime adlı eşsiz ve ünlü eserleri ile evrensel düzeyde tanınan ve günümüzde, çeşitli alanlarda esin kaynağı olan çok yönlü ve bilge Müslüman düşünürlerdir. Bu ünlü bilge düşünürlerin herbiri, düşünce dünyalarının merkezine insanı, insan onurunu, özgürlük, eşitlik ve adaleti koymuştur. Üçünün de düşünce dünyasının arkasında parlak İslam medeniyetinin zengin birikimi vardır. Söz konusu düşünürler hayat sürdükleri harpler, iç savaşlar, sosyal, siyasi ve ekonomik çalkantılarla dolu kritik dönemlerde, yaygın insan hakları ihlallerine tanıklık etmişlerdir. Dönemin en önemli bilim merkezlerinde, en iyi hocalardan aldıkları eğitim ile deneyim ve gözlemleri ışığında, insanlığın sorunlarına bilgi ve bilgelik, madde ve mana, akıl ve inanç, hak ve ödev ile özgürlük ve güvenlik gibi değerlerin denge ve uyumunu gözeten evrensel ve bütüncül çözümler üretmişlerdir. Okumaya devam et