Karaparanın Aklanması ve Suçları

Karaparanın aklanması suç tarihi kadar eskidir. Devletin ve yasa uygulayıcıların dikkatini çekmemesi için paranın kaynağını gizlemek gerekir. Para, yasal ticari girişimlere aktarılabilmek için önce “aklanmak” zorundadır. Ayrıca tekrar uyuşturucuya yatırım yapma gibi yasadışı ilere aktarılabilmesi içinde önce aklanması gerekir.

Dünyada her yıl, suç örgütleri tarafından uyuşturucu kaçakçılığı başta olmak üzere diğer yasadışı işlerden elde edilen milyarlarca dolar, çeşitli ve karmaşık yöntemlerle aklanmakta yani temiz ve yasal bir para gibi mali sisteme sokulmaktadır. Bu paralar, daha sonra yeniden uyuşturucu ticareti ve diğer organize suçlara yatırılmakta; bu para sayesinde suçlular politik ve ekonomik sisteme nüfuz etmektedir.

KİTABIN İÇERİĞİ

Karaparanın Hukuki, mali, ekonomik aktüel boyutları ve ilgili mevzuat.

Uygulamada Yoklama Kaçağı bakaya ve Saklı Suçları ve İlgili Mevzuat

 

Askeri Ceza Kanununu 63. maddesi, bakayaları, yoklamna kaçaklarını ve kendilerini nüfus kütüğüne kaydettirmeyen saklıları, gecikme süresine, kendiliklerinden gelmelerine veya yakalanmalarına bakarak çeşitli cezalara çarptırmaktadır. Kısacası, bu maddde de mevzuat askerlik öncesi suçlar cezalandırılmaktadır. AsCK genelde asker kişilere uygulanmasına ve bu suçların faillerinin de asker kişi değil, sivil şahıslar olmasına rağmen yasadaki açıklık dolayısıyla AsCK uygulanır.

KİTABIN İÇERİĞİ

 

Askeri Ceza Kanununu 63. maddesi, Her yükümlüyü ilgilendiren genel açıklamalar.

Suçların sistematik açıklaması.

Konularına göre Askeri Yargıtay Kararları

En son değişiklerle Askerlik Kanunu ve Yedek Subay Kanunu

 

 

Teori ve Uygulamada Suçluların İadesi ve Hükümlülerin Nakli


Aktif ve Pasif Suçluların İadesi Usullüri

Suçluların Uluslararası Mahkemeleri Teslimi

İade Amacıyla Geçici Tutuklama

INTERPOL ve Uluslararası Arama Şekilleri

Sanık ve Hükümlüler Hakkında Kırmızı Bülten Çıkartılması

Pasaport Kanununun 22. Maddesi Uyarınca Yurtdışındaki Suçluların Yurda Avdetlerinin Sağlanması

EUROPOL ve AB İade Hukuku

Yurtdışından Türkiye’ye ve Türkiye’den Yurtdışına Hükümlülerin Nakli

İlgili Çok taraflı ve İkili Uluslararası Sözleşmeler

Adalet Bakanlığı Genelgeleri

İlygili Yargıtay, Danıştay ve İtalyan Yargıtayı Kararları

Uygulamadan Örnek Karar, Yazı ve İstatistikler

Fransızca-Türkçe Modern Hukuk Sözlüğü

Fransızca her ne kadar XIX. yüzyıldaki bir numaralı diplomasi ve uluslararası ilişkiler dili olma özelliğini günümüzde İngilizceye bırakmışsa d a, yine de önemini sürdürmektedir. Bu bağlamda, Avrupa Konseyi’nin, dolayısıyla Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin İngilizceyle birlikte ikinci,  Avrupa Toplulukları Adalet Divanının ise yegane resmi dili olduğu, ayrıca BM’lerin resmi dilleri arasında yer aldığı ve Frankofon ülkelerin sayısının 50’yi bulduğu hatırlanmalıdır. Ülkemizin idari yargı sisteminin tamamen Fransa’an etkilenmiş olması Medeni Kanun ve Medeni Usul Yasamızın kaynak metinlerinin ve adaylık sürecinde olduğumuz Avrupa Birliği mevzuatının önemli bölümünün Fransızca olması bu dili Türk hukukçuları açısından özellikle önemli kılmaktadır.

Sözlükte, Fransızca terimler mümkün olduğunca Türk hukuk dilindeki tam kelime ya da terim karşılığıyla verilmeye çalışılmış, karşılığı olmayan terimler ise tercümesi verildikten sonra açıklaması yapılmıştır. Okumaya devam et

Küresel Köyde Suç ve Adalet

Soğuk Sava dönemi sonrası yaygınlık kazanan siyasi ve ekonomik liberalleşme ile ulaşım, iletişim ve bilgi teknolojileri alananında tanık olunan benzersiz gelişmeler, dünyamızı küresel bir köy haline getirmiştir. Bilişim teknolojisi aracılığıyla, adeta ulusal sınırların yıkıldığı yepyeni bir dünya oluşmuştur.

KİTABIN İÇERİĞİ

Küresel Ekonominin Bulaşıcı Hastalığı: Karaparanın Aklanması
Küresel Köyün Gölge İktidarları
Küresel Mafyalar Daha Beyaz Yıkar
Küresel Köyde Yolsuzluk Salgını
Sınır Tanımayan Yolsuzluk Virüsü ile Mücadelede Koruyucu Önlemler
Küresel Köyün Kabusu: Hiper Terör
Küresel Suçlarla Mücadelede Hayalciler ve Pragmatikler
Özgürlük mü Güvenlik mi?
Kürsel Köyde Yargının Rolü ve Etkinliği

İnsan Hakları


İnsan Haklan; “İnsanın doğasından kaynaklanan, bireylerin insan olma sıfatı dolayısıyla, insanlık onurunun gereği olarak sahip olduğu ve hiçbir iktidarın tanımasına ve korunmasına bağlı olmayan, diğer bir anlatımla Devletler ve iktidarlar tanımasa da, saygı göstermese de, yine varlıklarını devam ettiren, niteliklerini kaybetmeyen ve Devletin saygı göstermesi, karışmaması yanında, gerçekleşmesi için çaba göstermesi de gereken tüm hak ve özgürlükler” olarak tanımlanabilir.

10 Aralık 1948 tarihinde Birleşmiş Milletler İnsan Haklan Evrensel Bildirisi’nin ilanıyla birlikte, İnsan Hakları Devletlerin içişi olmaktan çıkmış ve evrenselleşmiştir. Bu bildiri, devletleri hukuksal hiç bir yükümlülük altına sokmamakla birlikte, Birleşmiş Milletlerin içinde ve dışında bir çok sözleşmeye ilham kaynağı olmuştur. Gerçekten, bu tarihi bildiriyi Çocuk Haklan Bildirisi gibi başka Bildiriler ve anılan bildiride yer alan haklan hukuksal güvenceye kavuşturmayı amaçlayan, gerek BM çerçevesinde gerekse Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi gibi bölgesel düzeyde Sözleşmeler izlemiştir. Günümüzde, geniş ve zengin bir uluslararası insan hakları mevzuatı oluşmuş, yeni ve bağımsız bir hukuk dalı, “İnsan Hakları Hukuku” ortaya çıkmıştır. Okumaya devam et